Son Yılların En Çok Beklenen Filmlerinden Avengers: Age Of Ultron’u İnceledik
Hem çizgi roman hayranlarının hem de sinema severlerin uzun süredir beklediği en yeni Marvel macerası Avengers: Age of Ultron, 1 Mayıs itibariyle ülkemizde vizyona giriş yaptı. Türkçemize Yenilmezler: Ultron Çağı olarak çevrilen Avengers: Age of Ultron, hemen hemen her kesimin beğenisini alabilecek eğlenceli, aksiyon dolu başarılı bir çizgi roman filmi. Bu konuda bizden onay alan filmle ilgili detaylara girmeden önce bu yazıda filmle ilgili spoiler olmadığını belirtelim. Yani filmi izlemediyseniz, köşe bucak saklanmanıza gerek yok.
2012’de çıkan The Avengers’ın sonunda Loki paketlenip Asgard’a gönderilmiş ve kendisinin meşhur silahı scepter S.H.I.E.L.D’ın eline geçmişti. Tabii Captain America: The Winter Soldier filmini veya Agents of S.H.I.E.L.D dizisini takip edenlerin bildiği gibi eski terörist organizasyon HYDRA, yıllar boyu kendini S.H.I.E.L.D içinde gizlemiş ve The Winter Soldier’daki hikayede kendini açığa çıkarmıştı. Akabinde S.H.I.E.L.D’ın dağılmasına yol açan bu olaylardan sonra HYDRA, Loki’nin asasıyla kayıplara karıştı. Age of Ultron ise bu asanın bulunmasıyla başlıyor. Asanın yeri tespit edilince, uzun süredir asayı arayan Avengers olaylara müdahil oluyor.
Filmin başlangıcı, Avengers’ın HYDRA üssüne saldırısıyla başlıyor. Saf aksiyon dolu bu ilk dakikalar, izleyicileri doğrudan filme ısındırmayı başarıyor. Filmin girişindeki en önemli detay bu aksiyon sahneleri değil tabii. Uzun süredir tanıtımlarda gördüğümüz ikizler Quicksilver ve Scarlet Witch’i ilk defa yakından görüyoruz. X-MEN serisini izleyenler bilir, Days of Future Past filminde de Quicksilver’ı görmüştük. Ancak Disney’in Marvel evreni ile FOX’un Marvel evreni birbirinden ayrı olduğu için bu iki karakterin bir bağlantısının olmadığını belirtelim.
Gelelim filmin baş kötüsü, filme adını veren Ultron’a. Ultron, filmde Tony Stark’ın korkularının bir ürünü olarak doğuyor. Spoiler diye pek detay vermiyorum ama işin içinde Scarlet Witch’in parmağının olduğunu söyleyeyim. Bu vesileyle Scarlet Witch (Wanda Maximoff) ve Quicksilver’ın (Pietro Maximoff) güçlerine değinelim. Wanda, başkalarının zihnini manipüle edebilen ve zihin gücüyle yıkıcı enerji oluşturabilen güzel mi güzel bir kadınken Quicksilver, isminin hakkını verecek kadar hızlı bir koşucu.
Ultron demiştik. Wanda’nın Tony’nin zihniyle oynaması sonucu Tony’nin başarısızlık korkuları ağır basar ve dünya barışını sağlamak için bir yapay zeka hazırlamak ister. Ancak Ultron’un barış anlayışıyla Tony’nin barış anlayışı kısaca birbirini tutmaz ve olaylar gelişir. Buradan sonra hikayeyle ilgili pek bilgi vermeyeceğim zira hevesiniz kaçmasın. Bilmeniz gereken tek şey Ulton’un baş düşman olduğu ve filmin ana mücadelesinin kendisine karşı yapıldığı.
Yerme kısmına gelmeden önce filmi biraz cilalayayım diyorum. Öncelikle aksiyon sahneleri mükemmel çekilmiş. Yani çizgi roman filmlerinden nefret edenler bile büyük zevk alabilir bu filmden. Ayrıca çok güzel espriler de sık sık sizi güldürmeyi başarıyor. Buna Joss Whedon etkisi diyebiliriz sanırım.
Filmin adı Avengers, ana ekipten hiç bahsetmedik. Kısaca durumları özetlersek Tony Stark bildiğimiz ukala ama sevimli çizgisinde seyrediyor. Steve Rogers, The Winter Soldier sonrası yavaş yavaş toparlanıyor. Thor, sonunda Loki’nin asasını ele geçirdikleri için mutlu mesut takılıyor. Hawkeye garibim kendi haline sağda solda muhabbet ediyor. Bruce Banner ve Natasha arasında ise çeşitli elektriklenmeler yaşanıyor. Elbette bu durumlar filmin başında geçerli. Bütün bu düzenin nasıl bozulduğunu sorarsanız, adamların üzerinden bir Ultron geçti diye özetleyebilirim size.
Şahsen filmdeki favori sahnem Hulk ile Iron Man’in (Hulkbuster zırhı içinde) yaptığı dövüş ve Avengers’ın son savunması oldu. Özellikle Hulk v. Iron Man dövüşü hem eğlendirdi, hem görsellik ve aksiyon açısından ağızları açık bıraktı. Tabii tek kayda değer aksiyon sahnesi bu değil. Quicksilver’ın bulunduğu neredeyse bütün sahneler oldukça güzel ve ağır çekim kullanımı tam yerinde olmuş.
Şimdi gelelim filmde beğenmediğim yerlere. Yazının başında da söyledim; Age of Ultron bana göre çok iyi bir film bu yüzden yazacaklarım aklınızda kötü bir imaj bırakmasın. Öncelikle esprilere gelelim. Evet, film sık sık yüzümüzü güldürdü ancak bazı espriler ve komiklik çabaları o kadar gereksizdi ki, ilk gülüşten sonra “Ne gerek vardı şimdi?” dedirtiyor. Şahsi fikrimi sorarsanız benim için sinema tarihin en muhteşem sahnelerinden biri olan Hulk v. Iron Man dövüşünün kusursuz değil de sadece muhteşem olmasının sebebi, zorlama ve gereksiz komiklik çabalarıydı. Elbette herkes bu durumdan şikayetçi olmayabilir.
Bir diğer takıldığım nokta ise yeni karakter bolluğundan kaynaklanan yüzeysellik. Maximoff ikizler çok hızlı tanıtıldı ve filmin sonunda neredeyse adlarını unutuyordum –ki çizgi romanlardan isimlerini bilmeyenler kesin unutmuştur. Ayrıca filmin esaslı bombalarından Vision da çok oldu bittiye getirildi. Tek başına bir film olabilecek potansiyele sahip Vision’ın bu kadar hızlı ve yüzeysel işlenmesi pek hoşuma gitmedi açıkçası.
Sonuç olarak Age of Ultron, çoğu beklentiyi karşılayan ancak kimi yerlerde yüzeysellik sıkıntıları çeken, gayet eğlenceli bir çizgi roman filmi olmuş. İzleyin, izlettirin derim. Çizgi roman filmlerine sıcak bakmasanız bile kaliteli aksiyon ve yüzünüzü güldüren esprilerle dolu bu filmi es geçmemelisiniz. Yoksa Ultron arkanızdan ağlar. Ultron’u sinirlendirmek istemezsiniz, inanın bana.
Kaynak:animefantastica